Dilde aft, neredeyse herkesin hayatında en az bir kez karşılaştığı yaygın bir durumdur. Bu yaygınlığın temel sebeplerinden biri, dilde aft oluşumunun çok çeşitli nedenlere bağlı olabilmesidir. Tıbbi literatürde "aftöz ülser" olarak bilinen dilde aft, dil üzerinde bulunan mukoza tabakasında meydana gelen kırmızı, oval sınırlı yaralar olarak tanımlanır. Bu yaralar, genellikle herhangi bir görüntüleme cihazına ihtiyaç duyulmadan dışarıdan gözlemlenebilir ve oldukça şiddetli ağrılara neden olabilir. Aslında aftlar kendiliğinden ağrı yapmaz; ancak ağız içindeki hareketler veya yiyeceklerin afta temas etmesi durumunda ağrı hissedilir. Bu ağrılar, sindirim problemlerine yol açabilir ve aft iyileşene kadar iştahsızlık ve kilo kaybı gibi durumlara neden olabilir. Dilde aft problemi yaşayan kişilerin, sıcak yiyecek ve içeceklerden kaçınmaları önemlidir. Çünkü bu tür besinler, aft üzerinde dayanılmaz acılara neden olmanın yanı sıra iltihaplanmaya da yol açabilir. Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan istatistiklere göre, ülkenin toplam nüfusunun %30'unda dilde aft problemi yaşandığı gözlemlenmiştir. Ayrıca yapılan araştırmalara göre, dilde aft sorunu kadınlarda daha sık görülmektedir. Bu durum, kadınlardaki bağışıklık sisteminin zayıflığı ile ilişkilendirilmektedir.

Dilde oluşan her aft yarası için doktora gitmek gerekmez. Oluşan aft yaraları, ciddi nedenlere bağlı değilse en geç iki hafta içinde kendiliğinden ortadan kalkar. Ancak, dilde aft sorunu yaşayan kişiler çok şiddetli ağrılar yaşıyor ve bu durumu kontrol edemiyorsa, doktora gitmelidir. Bu tür durumlarda dilde oluşan aftın nedeni farklı olabilir. Ayrıca, kişinin ishal gibi başka sağlık sorunları varsa, bu durum dildeki aft ile bağlantılı olabilir. Bu nedenle, uzman bir doktora başvurmak gereklidir. Üç haftadan daha uzun süre geçmesine rağmen iyileşme görülmüyorsa, doktor muayenesi ve tedavisi şarttır.